Miras bırakan kişi ile bu mirası devir alacak kişi arasında imzalanan mukavele, miras sözleşmesi olarak adlandırılır. İki taraflı bu sözleşme, taraflardan birinin ölümüne bağlı bir bırakı sağlar. Taraflardan asgari birinin kendi mal varlığı üzerinde bir tasarruf ortaya koyması veya diğer tarafın kendi mal varlığından dolayı ilerleyen zamanda ortaya çıkacak miras haklarından feragat etmesi bu sözleşme ile sağlanır.
Miras Hukuku çerçevesinde kullanım anlamında vasiyetname ile miras sözleşmesi aynı amaca hizmet etse de şekil açısından farklılıkları yer alır. Çünkü miras bırakan kişi kendi tarafınca kendi başına vasiyetname hazırlama şansına sahip olsa da miras sözleşmesi bir akit bulundurur ve iki kişi arasında hazırlanır. Sözleşmenin geçerliliği kanuna bağlıdır ve Medeni Kanun 545. Madde çerçevesinde resmi vasiyetname şeklinde düzenlenmesi, memur önünde tanıklar ile imzalanması ve resmiyete uygun olmadığı durumda mirasın iptali sonucunun doğabileceği ifade edilir.

Miras Sözleşmesi İptali Davası Kimler Tarafından Açılabilir?


Miras sözleşmesinin iptali için öncelikle Medeni Kanun 545. Madde üzerinde belirtildiği üzere sözleşmenin hukuk, ahlak ve kamu düzenine aykırı olması gerekir. Bu nedenle hak zararına uğrayan veya yarar elde edebilecek herkes dava açma hakkına sahiptir. Yani bir miras sözleşmesinin iptali için bu sözleşme iptalinden menfaati bulunabilecek herkesin dava açma hakkı yer alır.

Miras Sözleşmesi İptali Neden Talep Edilebilir?


Türk Medeni Kanunu 557.-559. maddeleri arasında ifade edildiği üzere ölüme bağlı tasarruf ile oluşturulan sözleşmelerde iptal davası açılması için iptal sebepleri net bir şekilde belirlenmiştir. Yani miras sözleşmesinin iptali nedenleri arasında aşağıdaki noktalar yer alır.
1- Türk Medeni Kanunu’nun 557. Maddesi bağlamında sözleşmeyi gerçekleştiren kişilerden birinin sözleşme anında ehliyetsizlik problemi yaşaması neden olarak kabul edilebilir. Yani bu tip hukuki işlemler yapabilmesi için kişinin kısıtlı olması, ergin olmaması veya mümeyyiz(iyiyi doğruyu ayırt edemeyen) durumda olması gibi şartlar Medeni Kanun’un 503. Maddesi çerçevesinde göz önünde bulundurulur.
2- Türk Medeni Kanunu 504. Maddesi 1 fıkrasında; irade sakatlığı noktası üzerinde durulur. Eğer miras bırakan aldatma, korkutma veya yanılma gibi durumlarda hukuki işlem yapmış ise sözleşme iptali talep edilebilir. Yaşanılan durumun etkisinden çıkıldığı andan itibaren 1 yıl içerisinde iptal davası açılmalıdır. Çünkü aksi takdirde irade sakatlığı durumu olsa da artık sözleşme geçerlilik kazanır. Bu süreç sonrasında iptal davası açılamasa da tespit davası açılması ile mahkemede işlemin yokluğu teyit ettirilebilir.
Bu madde altında aldatma bir hile olarak kabul edilir Bu nedenle iptal istendiğinde Borçlar Kanunu 36. hükmü uygulanır. Üçüncü kişinin yapmış olduğu hile nedeniyle hileye uğrayan kişi lehine olan bu durum gereği ile iptal talep edebilir.
Yanılma ise hata durumunu ortaya çıkarır ve Borçlar Kanunu 31. hükmü gereğince, esaslı bir hata bulunmadığı sürece güven prensibi ile bağdaşmayacağı için eşitsizlik yaratabilir.
Korkutma ise tehdit olarak da kabul edilir Bu tip durumlarda sözleşmenin iptali Borçlar Kanunu 37. ve 38. hükümleri gereği talep edilebilir. Yine üçüncü bir şahsın tehdidi nedeni ile lehine olan kişi sözleşme iptali talep edebilir.
Eğer sözleşmede şekil noksanlığı yer alırsa, iptal talebi yapılabilir.
Sözleşmede içerik, ahlaka uygunsuzluk, kamu düzenine aykırılık ve koşulsuzluk durumlarında da Türk Medeni Kanunu 557. Madde gereği iptal talep edilebilir.
Ek olarak Medeni Kanun 582. hükmü gereğince, bu tasarruflarda kendisi, eşi veya akrabalarına kazandırma gerçekleşen kişilerin bu düzenlemeye katılmaması durumunda oluşturduğu olumsuzluklar çerçevesinde de tasarrufun tamamı olmasa da ortaya çıkan bu kazanımların iptali talep elde edilebilir.

Miras Sözleşmesi İptalinde İtiraz, Hak Kaybı Ve Zaman Aşımı


Miras sözleşmesi iptal davası için Türk Medeni Kanunu 558. hükmü çerçevesinde vasiyet yoluyla alacaklı olan ya da menfaati bulunan herkes itiraz hakkına sahiptir. Bu hakkın kaybedilmemesi açısından 
İlk bir yıllık sürede normal koşullarda bir yıllık dava hakkı düşürücü süre göz önüne alınır.
10 yıllık süre içerisinde davacının miras sözleşmesi iptal davası açabilmesi açısından davalının iyi niyetli olması durumunda hak düşümü süresi 10 yıl olarak kabul edilir.
Eğer davalı kötü kötü niyetli durumda ise hak düşürücü süre 20 yıl olarak kabul edilir.

Miras Sözleşmesi İptalinde İspat Ve Sonuç


Miras sözleşmesinin iptali davasında davacı ispat yükümlülüğüne sahiptir. Yani ölüme bağlı tasarruf halinin iptalini ortaya çıkaracak bir sebep bulunduğunu ispatlamak zorundadır.
İptal, bozucu yenilik sağlar ve iptalde elde edilen sonuç mirasın açıldığı ana kadar geçmişe yönelik bir etkiye sahiptir. Karar hükmü davacı hakkında olacaktır ve davaya katılmayan fakat bu tasarruftan zarar gören diğer kişiler etki altında kalmayacaktır. Bu anlamda sözleşme nedeniyle zarar gören diğer şahısların da dava açması gerekliliği yer alır. Bu açıdan davalarda da aleyhine dava açılan kişi bağlayıcıdır ve dava kime açılmışsa hüküm ona karşı sonuçlanır.