Kira hukuku, 6098 tarihli Türk Borçlar Kanunu’nun özel hükümlerinde düzenlenen tipik sözleşme türlerinden biriyle ilgilenen bir hukuk dalıdır. Memnun kalmayan kiracının genel hükümler getiren sözleşmeleri, Borçlar Kanunu’nun ilgili hükümlerini tam olarak bilerek düzenlenmesi gereken sözleşmelerdir.

6570 Sayılı Taşınmaz Kiralama Kanunu 07/01/2012 tarihinden önce yürürlükte olduğundan, bu özel kanun taşınır dışındaki taşınırların kiralanmasına da uygulanır. Ancak Türk Borçlar Kanunu’nun yürürlüğe girmesiyle birlikte Emlak Kiralama Kanunu yürürlükten kaldırılmış ve eski kanunun dönemine ilişkin internette hala birçok yanlış bilgi bulunmaktadır.

Bilmeniz gereken bir diğer husus ise yürürlüğe giren yeni Türk Borçlar Kanunu’nun 323, 325, 331, 340, 342, 343, 344, 346 ve 354. maddelerinin 01/07/2012 tarihinden itibaren 8 yıl süreyle uygulanmayacağıdır. koşullar karşılanır. Kiracının Türk Ticaret Kanunu’na göre tacir olduğu hallerde, özel hukuk ve kamu hukuku tüzel kişileri ile bu kişilerin kiracılık ilişkilerine ilişkin olarak 8 yıl süreyle anılan maddelerin geçerli olmayacağı varsayılır. . , kiracının çatılı veya çatısız bir işyeri olması durumunda.

Kira, Türk Borçlar Kanunu’nda açıkça tanımlanmış olup, tanımı aşağıdaki gibidir;

“Kira sözleşmesi, kiraya verenin, kiracının kullanımı ile birlikte bir şeyi kullanmayı veya ondan yararlanmayı taahhüt ettiği ve kiracının kararlaştırılan kirayı ödemeyi taahhüt ettiği sözleşmedir.”

Kira da doğası gereği özel hukuka tabi bir sözleşmedir ve sözleşmenin kurulması, ifası ve feshi sırasında çok hassas bir araştırma gerektirir. Kiracıların haklarını bilmeleri önemlidir ve ev sahiplerinin haklarını bilmeleri önemlidir. Aslında bazı durumlarda kiracılığın devamı ev sahipleri veya ev sahipleri için çekilmez hale gelse de kiracılığı sonlandırmak için en iyi uzman avukatlarla çalışmanız gerekebilir. Kira hukuku ayrı bir uzmanlık alanıdır ve kira sözleşmesinden beklenen faydayı elde etmek için sözleşme düzenleme aşamasından itibaren bir avukat ile çalışmak önemlidir.

Bilirkişiler tarafından düzenlenmeyen kira sözleşmelerinde; Sözleşmenin taraflarca ilk imzalanmasından, sözleşmenin uzunluğuna ve özel koşullara kadar birçok hata ve sorun ortaya çıkabilir. Tahliye işletmelerinde adli makamlarca aranan katı şekil şartlarının iyi hazırlanmaması da maliklerin haklarının kaybedilmesine yol açmakta ve çekilmez hale gelen kiracılık ilişkilerinin sona ermesi ciddi bir zaman alabilmektedir. Bu nedenle iş ilişkisinin kurulduğu andan itibaren hukuki destek son derece önemlidir.

Konut ve işyeri kiralamalarının yanı sıra ürün kiralamaları ve gelir kiralamaları gibi birçok farklı kiralama türü bulunmakta olup, kira hukuku ve kiralamalar konusunda birçok farklı uyuşmazlık ortaya çıkmaktadır. Kira hukuku kapsamındaki başlıca iş ve davalar şunlardır:

Tahliye davaları

Kira tespiti ve uyum Davaları

Temerrüt nedeniyle tahliye davaları

Kiracı iflası nedeniyle tahliye davaları

İşyeri ihtiyaçları nedeniyle ihraç davaları

Konut ihtiyacı nedeniyle tahliye davaları

Yeniden yerleşim ve düzenleme tahliye davaları

İki haklı nedenle tahliye davaları

Kira alacaklarının takibi ve tahsili

Kira alacaklarına ilişkin icra takibi

Kiracı tayini nedeni ile tahliye davaları

Kira sözleşmesinin sona ermesi nedeniyle tahliye davaları

Yazılı taahhütlü tahliye davaları

Kira sözleşmesinin ihlali nedeniyle tahliye davaları

Kiracının ölümü nedeniyle tahliye davaları

İhtiyaç nedeniyle tahliye davaları

Kiracının kiralamaya aykırı kullanımından doğan davalar

Kiralananın ihmalkar kullanımından doğan zararların davaları

Finansal kiralama ürünleri ve gelirlerinden kaynaklanan tazminat davaları ve diğer davalar

Kira sözleşmelerinin hazırlanması ve düzenlenmesi

Diğer davalar ve işler

Listelenen dava türleri genel ve örnek niteliğinde olup, satış hakkı ile ilgili her türlü dava ile ilgili olarak Deniz Hukuk Bürosu bünyesinde hukuki hizmet verilmektedir.