İdare hukuku, anayasada yer alan en temel hukuk dallarından biridir. Anayasada yer alan ve kamu yararına yürütülecek ilişkilerin düzenlenmesi ile ilgilenen hukuk dalı olarak bilinmektedir. Bu, bu şubede idarenin yapması gereken tüm işlemlerle ilgili gerçek ve tüzel kişileri yakından ilgilendiren düzenlemelere ve söz konusu işlemlerin hukuka aykırı olarak gönderilmesine yardımcı olacaktır. Çelişkinin giderilmesi için talep ve iddiaların idarenin yetkili makamlarına iletilmesi gerekir. Hukuk bürolarında idare hukukunun temel konularında hizmet alırsınız.

İdare hukuku, İdare Avukatı, İdare hukuku Avukatı, İdare Hukuku İzmir, İdare hukuku Avukatı İzmir, İdare Avukatı İzmir

İdare hukuku konuları


İdare hukuku konusu, kelimenin tam anlamıyla zarara uğrayan kişiler tarafından açılan söz konusu davaları içerir. Bunlara ek olarak menfaatler alanında hukuki hizmetler de verilmektedir.


İdare hukuku davaları


İdarenin eylemlerinden zarar gören kişiler tarafından açılan davalardır. Bu davalar genellikle gayrimenkul üzerinde kararlaştırılan noktalarda devreye girer.

Adm’nin iptali talepleri


Devlete ait özel mülkiyet ve hükümler, elinde bulunan taşınmaz malın bulunduğu noktada istihdam varsa ortaya çıkar. Bu davalar, özel mülkiyete dayalı tazminat talepleri olarak ortaya çıkar ve gayrimenkul konusuna yerleşir. Aynı zamanda aşırı ve tamamen kanuna aykırı olduğu tespit edilen noktalarda fiyat paritesi ile açılabilmektedir. Aşırı maliyetler sonucunda revizyon ve talep, talep üzerine idare tarafından yapılacak bir karşı düzeltme bildirimi ile yapılacaktır.

Belediye yaptırımlarının iptali talepleri


İptal davaları, bu konularda açılan, karar ve ilanlarda yanlışlık olması halinde, her şahıs ve belediyenin kanunlarına uygun olarak ve belirli sınırlar içinde belirlenen davalardır. Bunlar genel olarak yükümlülüklerine uyulmaması gibi konularda ortaya çıkan durumlardır. Belediye komisyonu tarafından açıklanan bir dizi ceza kararnamesi için verilmiştir. Cezaların hukuka aykırı olduğu ileri sürülürse bu konuda davaların iptali mümkündür. Bu, cezaların hukuka aykırı olmasının sağlanması sonucu ortaya çıkan dava türüdür. Düzenleyici işlemler her zaman idare hukuku kapsamında mevcuttur. Düzenlenen ve yürürlüğe giren konularda daha farklı detaylar olacak.

İdarenin düzenleyici işlemlerinin iptali talepleri


İptal davası, Danıştay Kanununda düzenlenen hükümleri içermektedir. Genel idare hukukunda bu tür davalar, idare tarafından düzenlenen ve yürürlüğe konulan tüzük ve tebliğlerdeki işlemlerin hukuka aykırılığını belirleyen hükümler de içermektedir. Hukuka aykırılık ilkesine sahip kişilerin açacağı bu iptal davaları, hukuka aykırı olmaları halinde genel olarak kabul edilecektir. Vakaların çok geniş bir çerçevede ele alındığını söylemekte fayda var. Bu nedenle yürürlükteki 24. madde uyarınca dava açılabilmesi, bu konunun kanunla düzenlendiğini göstermektedir.

Memurların disiplin cezalarının iptali talepleri


İdare hukukunun kapsamı son derece geniştir. Bu nedenle sadece belediyeler veya idare gibi kurumlardan değil, memurlardan oluşan geniş bir ağa sahiptir. Bu nedenle idare tarafından memurlara disiplin cezası verildiğinde, hukuka aykırı durumlar yetkili idare mahkemeleri tarafından açılan bir iptal davası ile ortaya çıkar. Burada, aleyhte ve haksız olan disiplin eylemleri için gerekli tüm cezaların hukuka aykırı olduğu tartışılırken getirilecek olan fesih davaları tartışılmaktadır. Davaya ilişkin yargılama önergesi, ikili olarak sunulması gereken savunmalar tarafından sunulacaktır. İdare de bu konuda mahkemeye hesap vermek zorunda kalacaktır. Diğer idare hukuku konuları

İdare hukuku çok geniş bir konuma sahiptir. Kamu ihlalleri konusu, bu alanda dikkate alınan hususları da içermektedir. İhlallerin hukuki gerekliliklerinin yerine getirilmesi süreci ise yine idare hukuku kapsamında ele alınan bir alandır, doğabilecek uyuşmazlıkların mahkemeye götürülmesine kadar davanın takibidir. Son derece geniş bir alan olan idare hukuku incelenmeli ve belirtilen noktalara getirilmelidir. İhale süreci de ciddi bir takip gerektirdiğinden, yerine getirilmiş ve yetkili idare mahkemeleri tarafından verilmesi gereken soruları içerir.

İdare hukukunun özellikleri


İdare hukuku, ilk olarak 1789 Fransız Devrimi ile ortaya çıkan bir alandır. Bu alan, içtihatlara dayalı bir alan olarak hukuk sisteminde yer almaktadır. Kamu yararı fikri ise genel bir kapsam olarak konuları arasındadır. İdare hukukunun uygulanmasında ortaya çıkan tüm uyuşmazlıkların çözümü için oluşturulmuş bir alan olarak kendini göstermektedir. Bunlara ek olarak, uyuşmazlıkların idare mahkemeleri tarafından karara bağlanan sorunları da bulunmaktadır. Kaynağı genellikle anayasa olarak tanımlanır. Bu bakımdan Anayasadan sonra idare hukuku ile ilgili kanunlar genel olarak kararname ve yönetmeliklerle sınırlandırılacaktır. Un dışında mahalli idarelerin kamu hizmetlerinin yürütülmesinde bir hatası veya eksikliği varsa bu davalara mahkemeler bakabilir. Hak ve özgürlükleri güvence altına alarak bireyin haklarının korunmasını sağlar. Bu hukuk dalının gelişimi 19. yüzyılda Roma’ya kadar uzanır. Devlet modeli anlayışı ile hızla gelişmeye devam eden bir hukuk alanıdır.